içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

KADINLARDAN ORTAK SES: ÖLMEK İSTEMİYORUZ!

Türkiye’de son dönemde artan kadın cinayetleri ve erkek şiddeti, Mustafakemalpaşa’da basın açıklaması ve yürüyüşle protesto edildi.

KADINLARDAN ORTAK SES: ÖLMEK İSTEMİYORUZ!
Haberi Sesli Dinle

CHP Kadın ve Gençlik Kolları tarafından, Dünya Kız Çocukları Günü olan 11 Ekim tarihinde kadına yönelik şiddetin son bulması için ‘Adalet Yürüyüşü’ düzenlendi. Siyah tişörtleri ve mor kurdeleleri ile sokağa inen Mustafakemalpaşalı kadınlar, Türkiye’yi sarsan cinayetlerde hedef olan Münevver Karabulut, Özgecan Aslan ve en son İstanbul’da vahşi şekilde öldürülen Ayşenur Halil ve İkbal Gülpınar’ın fotoğraflarını taşıdı.

 

‘TOPLUMSAL BİR ÇÜRÜME’

 Adnan Menderes Meydanı’nda yapılan basın açıklaması, CHP Kadın Kolları Başkanı Raziye Acar ve Gençlik Kolları Üyesi Gözde Menekşe tarafından okundu.

Açıklamada şu ifadeler kullanıldı; “Şiddeti ayrıştırmadan; fiziksel, psikolojik demeden şiddetin her türlüsüne karşı çıkarak, şiddete maruz kalmış herkes için haykırıyoruz bugün. Toplumu çürüten şey; 2 yaşında bir bebeğin istismarı, gençliğinin baharındaki genç kızlarımızın canice katledilmesi, kadınlarımızın insanlık dışı şiddet görmesi, hayvanlara uygulanan istismarlar ve öldürücü politikalardır. Toplumu çürüten şey, uygulanmayan yasalardır. Sadece uygulanmayan yasaların yanı sıra; yaşanılan olaylara kayıtsızlık, yargısızlık da toplumun çürümesine sebebiyet verir. Siz bunların hepsini bilenlersiniz aslında ama koltuklarınızdan kalkmak adaleti sağlamak hiç birinizin umurunda değil. Hiçbir siyasetçinin hiçbir önde gelenin, artık konuştuğu konular bile değil, can güvenliğimiz. Ataerkil düzeninize de, olmayan insanlığınıza da yazıklar olsun. Kaç can daha yitirilmeli? Anayasanın yargı organını çalıştırmanız için; kaç kızımızı, kaç bebeğimizi, kaç çocuğumuzu daha yitirmeliyiz? İstanbul Sözleşmesi’ni geri getirmeniz ve 6284 sayılı kanunu uygulamanız için soruyoruz; bizim daha kaç kez ölmemiz gerekecek? Gece sokağa çıkmaya korkar hale gelen kadınlarımıza, parklarda oyun oynamaktan korkar hale gelen çocuklarımıza hesap verin. Rastgele bir yere çiçek atsak kadın cesedine denk gelecek derken ciddiydik ve hala ciddiyiz. Çünkü siz bizi sokak ortasında çocuklarımızın yanında öldürdünüz, evimizin önünde; içinde dövdünüz, okul yurtlarımızın önünde taciz ettiniz; biz hakkımızı savunduk diye suçlu olduk. Çıktık sokaklara bağırdık, bize vuranı koruyan devlet bizi haksız buldu.”

 

KADIN DAYANIŞMASI, ANNEDEN KIZINA MİRAS KALACAK’

Açıklama şu sözlerle sona erdi; “Konu artık söylediklerimizin çok daha ötesinde, konu artık yasa da değil yargı da değil insanlık kardeşim konu insanlık. Nazım’ın da dediği gibi ‘alt tarafı bir çiçek koklayıp, bir hayvan sahiplenip, birkaç insan tanıyıp, sevip gidecektik bu dünyadan. Nasıl kötü bir zamana denk geldi ömrümüz. Vicdansızların, sapıkların, katillerin, nefretin, cehaletin ortasına düştük.’ Biz susmayacağız, ayrıştırmayacağız, insanı insan olduğu için sevip, mağdur olanın hakkı için savaşmaktan çekinmeyeceğiz. Bizim öfkemiz çok diri; İkballerin, Narinlerin, Sılaların, Münevverlerin, Özgecanların, Eminelerin ve daha nicelerinin canı yanmasın diye hep de diri kalacak. Korkmayın kız kardeşlerim, korkmayın siz korktuğunuz an biz artık gerçekten bu kenti ateşe veririz. Yitirdiğimiz nice canlar için hepimizin başı sağ olsun. Ve tarih şunu unutmasın ki bu kadın dayanışması, anneden kızına miras kalacaktır.”

 

 ‘ADALET YÜRÜYÜŞÜ’NDE PANKARTLAR KONUŞTU

 

 

Daha sonra eylemci kadınlar Etibank Parkı önünde buluşarak ‘Adalet Yürüyüşü’ gerçekleştirdi. ‘Kadına Şiddete Hayır’, ‘Ölmek İstemiyoruz’, ‘Annem Otobüsteyim Kork’ yazılı pankartlar taşıyan kadınlar, polisi güvenliği içinde sloganlar atarak Bursa Caddesi’nde yürüdü.

 

 

Yürüyüşte açılan bir diğer pankartta ise ‘Güvenliğimiz İçin Okulumuzu Geri İstiyoruz’ mesajı verilerek, depremsellik etkisi nedeniyle 2 yıldır kapalı olan Nilüfer Hatun MTAL’’in tekrar açılması istendi. Kadınların yürüyüşü, Adnan Menderes Meydanı’nda olaysız son buldu.

Tarih: 12-10-2024

FACEBOOK YORUM
Yorum