Osman Yorulmaz

Ulusal Süt Konseyi Yönetim Kurulu’nun 13 Ocak 2024 tarihinde yaptığı yönetim kurulu toplantısında aldığı karar gereği;  22 Ocak 2024 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere %3,6 yağ ve %3,2 protein içeriğine sahip çiğ inek sütü tavsiye satış fiyatı, çiğ süt desteği hariç olmak üzere üreticinin eline litre başına net geçecek şekilde 13,50 TL olarak belirlenmişti. Ayrıca soğutma, nakliye ve diğer cari giderler üretici tarafından karşılandığı takdirde bu giderlerin üreticiye ilave olarak ödenmesi de kararlaştırılmış ve temel alınan yağ ve protein oranlarındaki her bir 0,1’lik değişim için ± 20 Kuruş fark uygulanması da karara eklenmişti.

Mustafakemalpaşa’daki süt üreticilerimiz; açıklanan bu fiyatları az bulmaları sebebiyle bir tepki toplantısı düzenlemek istedi ve Perşembe günü saat 12.00’de tüm üreticileri, kooperatif başkanlarını, birlik üyelerini ve başkanlarını basın açıklamasına katılmak üzere Heykel Meydanı’na davet etti.

Büyük ilçe pazarının kurulduğu Perşembe günü olmasına rağmen toplantıya katılımın beklenenden az olduğunu gözlemledim. Yaklaşık 10-15 dakika süren basın açıklamasını bir siyasi partinin belediye başkan adayı okudu. Doğrusu bu durumu da yadırgadım. Bana kalırsa çiftçilerimizin süt fiyatlarının artırılması yönündeki demokratik taleplerini, bir üreticimizin, en azından hayvancılık yapan üreticilerimizin kurduğu kooperatiflerden birisinin yapması çok daha yerinde olurdu. Çünkü her ortamda dile getirmeye çalıştığımız gibi tarım siyaset üstü bir meseledir ve üreticinin sorunları, tüm tüketicileri ilgilendirmektedir.

Büyük ümitlerle seçilen bazı Birlik başkanlarını süt üreticilerimizin yanında göremediğimi de notlarıma eklemeliyim.

Basın açıklamasında sütün litre fiyatının 17 lira olması gerektiği belirtildi. Buna gerekçe olarak da hayvan yemi, mazot, veterinerlik hizmetleri ve işçilik giderlerindeki artışlar gösterildi.

Resmi mevzuat gereği Ulusal Süt Konseyi, çiğ süt tavsiye fiyatlarını Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesinin görüşünü alarak yayınlamak zorunda. Dolayısıyla tepki oluştururken bunu dikkate almak, talepleri doğru alana iletmek gerekir.

Süt üretiminin son derece stratejik bir sektör olduğu açıktır. Açıklanan süt fiyatları hayvan yetiştiricileri açısından sürdürülebilir bulunmamaktadır. Çiğ süt kullanan sanayiciler üreticileri bu mücadelelerinde yarı yolda bırakmamalıdır. Sanayiciler ve süt üreticileri arasında mevzuat gereği zorunlu olarak yapılması gereken sözleşmeler ilgili kurumlarca denetlenmeli, ne sanayiciler ne de çiftçiler mağdur edilmemelidir.

Ulusal Süt Konseyi’nin Gıda Komitesi ile istişare ederek tavsiye fiyatını gözden geçirmesi ve süt üreticileri lehine iyileştirmesi tarım sektörümüz açısından son derece faydalı olacaktır.

Osman YORULMAZ